Kalecik Belediyesi

Saray (Sehsuvar) Camii

Geri
Saray (Sehsuvar) Camii

Yeri: Kalecik ilçe merkezinde Cuma Mahallesi‟ndedir.
Mimari: Seyyah Evliya Çelebi Kalecik‟e yapığı gezisinde bu caminin
yanında, ġehsuvar PaĢa‟nın yaptırdığı bir saraydan bahsetmektedir. Seyyah,
kendilerinin de bu sarayda kaldıklarını ve ġehĢuvar PaĢa‟nın oğlunu okuttuklarını
yazmaktadır56. Yine Seyyah Kandermir‟in ilçeye yaptığı ziyaretinde caminin adını
zikreder.57
Cami içten içe 8.80 m x 8.90 m ölçülerinde kare planlı bir harim ile kare
kaideli tek Ģerefeli bir minareden oluĢmaktadır. Yapı zemin kotundan aĢağıda
kalmıĢtır ve bahçe duvarından birkaç basamaklı bir merdivenle yapıya inilir. Harim
bölümü, ahĢap tavanlı bir örtü ile örtülmüĢtür. Düz tavanlı, kırma çatılı yapının
taĢıyıcı sistemleri, beden duvarlarıdır. GiriĢin yer aldığı kuzey cephe diğer cephelere
oranla 15 cm. daha kalındır. AhĢap, düz üst örtünün yükünü duvarlar taĢımaktadır.
Duvarların yükünün pencereler üzerine geliĢini hafifletmek için giriĢ cephesinde iki
adet ve diğer üç cephede dörder adet olan pencerelerin üzerinde tuğla, sağır sivri
kemerler uygulandığı görülür. Kırma çatı olan üst örtü kiremitle kaplanmıĢtır. Kuzey
cephedeki 15 cm.lik kalınlık bir öncesinde son cemaat yerinin varlığının iĢareti
olabilir.
Yapının iki sıralı pencereleri altta düzgün dikdörtgen formda iki adet pencere
üzeri sağır sivri kemer uygulanırken, üzerinde bu pencerelere oranla daha küçük
olarak tasarlanmıĢ iki adet sivri kemerli pencere yer alır. Cephe yüzeylerini, dört
yönden kuĢatan ahĢap düz bir saçak silmesi sınırlandırmaktadır.
Doğu Cephesi, güney cephesinin tekrarı gibidir. Bu cephede oldukça sade
olup güney cephede yapılan, su basman seviyesine kadar olan çimento sıva burada yoktur. Pencere düzenlemesi yine altta düzgün dikdörtgen üzerine sağır sivri kemer
ve simetriğine daha küçük boyutlarda yapılan sivri kemerli pencerelerdir.
Güney cephesi yapının diğer üç cephesinde olduğu gibi sadedir. Cephe su
basman seviyesine kadar çimento harç ile kaba sıva yapılmıĢtır. Cephede pencereler
doğu ve batı yönde birbirine uzak tasarlanmıĢtır.
Caminin batı cephesi, onarımlar neticesiyle en fazla değiĢen cephedir. Çünkü
bu cepheye son yıllarda bir oda yapılmıĢtır. Yapılan bu oda cephenin yarıdan
fazlasını kapatmıĢtır. Diğer iki cephe olan, güney ve doğu cephelerinde ki pencere
düzeni bu cephede de uygulanmıĢtır Ancak alt sıra dikdörtgen pencereleri cephe
duvarına sonradan eklenen bu bölüm sebebiyle kapanmıĢtır. Üst sıra pencereleri dıĢ
cepheden izlenebilmektedir.
Kuzey cephe duvarı, kapı alınlığının üzerine kadar, diğer duvarlara nazaran
15 cm. kadar daha kalın yapılmıĢtır. Enlemesine bir silme ile belirtilen bu kalınlık
kuzeybatı köĢesindeki minarenin kaidesinin ağırlığını ve baskısını karĢılamak için
düĢünülmüĢtür. GiriĢ kapısı zemine göre biraz aĢağıda kalmaktadır ve birkaç
basamakla inilmektedir. Bu cepheye açılan 1.44 m geniĢliğindeki basık kemerli
ahĢap çift kanatlı bir açıklıktan harime giriĢ sağlanır. Kapı açıklığında kemer,
mermer ve taĢ malzemenin ĢaĢırtmalı olarak yerleĢtirilmesiyle çift renkli bir
görünüm kazanır. Kemerin kilit taĢı kesme taĢtır. GiriĢ kapısı kuzey cephesinin
ortasında olup, sağında ve solunda dikdörtgen formda pencereler yer alır. Pencereler
üzerine, gelen yükün hafifletildiği, sağır sivri kemerler uygulanmıĢtır. Sonradan
yapılan onarımlarla giriĢ kapısı önüne metalden bir ön giriĢ mahalli yapılmıĢ ve
ayakkabılık olarak kullanılmaktadır. GiriĢ, cephe duvarına yapılan ahĢap üçgen
alınlıkla vurgulanmıĢtır.
Ġç mekân, yapının dört cephesine de açılan iki sıra pencere uygulamasıyla
aydınlatılmıĢtır. Pencerelerin yatay ve düĢey atılmıĢ basit ahĢap doğramaları vardır.
Batı kanadının kuzeyindeki iki adet pencere, cepheye sonradan bitiĢik olarak inĢa
edilmiĢ betonarme oda tarafından kapatılmıĢtır. Harim, doğu-batı doğrultusunda düz
ahĢap tavanla kaplıdır. Tavan yüzeyi yağlı boya ile boyanmıĢtır.
Yapılan onarımlarda mahfil kısmı da yenilenmiĢtir. AhĢap malzemeden
yapılan kadınlar mahfiline, giriĢin sağından merdivenle çıkılır. Mahfili iki ahĢap
sütun taĢımaktadır. Herhangi bir süslemenin kullanılmadığı mahfil oldukça sadedir.
Mihrap, alçıdan kalıplama tekniği ile levhalar halinde yapılmıĢtır. Özgün
durumunu büyük ölçüde korumaktadır. Mihrap bir niĢ Ģeklinde olup mihrap niĢi bir
kavsara ve köĢelerde iki adet sütunçelerden meydana gelmektedir.
Minber özgün değildir. Mevcut minber ahĢap malzemeden yapılmıĢtır.
Minare, kuzey batı köĢede beden duvarına bitiĢik olarak yapılmıĢtır. Kare
planlı kaidesi moloz taĢ örgülüdür. Kaideden üçgen geçiĢlerle pabuç kısmına geçilir.
Pabuçtan taĢ malzemeden dıĢbükey, ince bir bilezik dıĢarıya hafifçe çıkıntı yapar.
Böylece silindirik minare gövdesine geçiĢ sağlanır. Silindirik gövde de tamamen
tuğladan örülmüĢtür. Tek Ģerefeli olan minarenin petek kısmı, tuğlaların belli bir
düzende dizilmesiyle oluĢan üst üste üç sıra testere diĢi silmeden meydana
getirilmiĢtir. Bu Ģekilde de taĢtan yapılmıĢ olan Ģerefeye geçirilir. ġerefeden sonraki
kısım gövdeye oranla daha ince yapılmıĢtır. Külah kısmı çinko kaplamadır ancak
oldukça tahrip olmuĢtur.
Malzeme ve Teknik: Yapıda taĢ, tuğla, moloz taĢ, çimento harcı, ahĢap,
mermer, demir ve alçı malzeme kullanılmıĢtır.
Camide taĢ malzeme beden duvarlarında tuğla malzeme ile beraber
kullanılmıĢtır. Temelden itibaren, iki sıra kesme taĢ sıralamasından sonra bütün
duvarlar, kesme taĢ ve tuğla malzeme ile örülmüĢtür. Bir sıra taĢ, üzerine üç sıra
tuğla olarak saçağa kadar devam eder. Ġki kesme taĢ arasında dikey olarak
yerleĢtirilen tuğla malzeme, taĢ sırasında sonra yatay olarak üç sıra halinde
düzenlenmiĢtir. Saray Camii‟nin bu duvar örgüsünde görüldüğü gibi taĢ ve tuğlanın
bir arada düzenli kullanılmasıyla almaĢık denilen duvar tekniği uygulanmıĢtır. Kuzey
yönde olan giriĢ kapısının basık kemerinde taĢ malzemenin beyaz mermer ile beraber
kullanıldığını görüyoruz. TaĢ malzeme ayrıca minarenin pabuç bölümünde moloz taĢ
olarak kullanılmıĢtır.
Yapının beden duvarlarını oluĢturmak için kullanılan, taĢ ve tuğlayı bağlamak
için çimento harcı kullanılmıĢtır.
Pencerelerin sağır sivri kemerleri ve alınlıklar tuğla örgüdür. Minarenin
pabuç ve gövde bölümleri tamamen tuğladır.
Yapıda ahĢap pencere doğramalarında, kuzey cephede yer alan alınlıkta,
tavanda, mahfil ve minberde kullanılmıĢtır. Ayrıca minarenin külahı da ahĢaptır.

Kuzey, güney ve doğu cephelerinde bulunan dikdörtgen pencerelerin
Ģebekelerinde demir kullanılmıĢtır.
Alçı malzeme mihrapta kullanılmıĢ ve kalıplama tekniğinde uygulanmıĢtır.
Süsleme: DıĢ cephede yapının cephe duvarında uygulanan bir sıra taĢ ve üç
sıra tuğla malzemenin istifleniĢiyle oluĢan almaĢık duvar örgüsü cepheye dekoratif
bir özellik kazanmıĢtır.
GiriĢ kapısının üzerindeki basık kemerde taĢ ve mermerin düzenli tekrarı ile
bir hareket sağlanmıĢtır.
Yapıdaki bir baĢka süsleme öğesine tek Ģerefeli minaresinin Ģerefe altında,
yine tuğla malzemenin köĢe kısımlarının dıĢarı taĢırılmasıyla testere diĢi Ģeklindeki
üç sıra silmedir.
Geometrik ve bitkisel süslemenin yanı sıra nesih yazı kuĢağında yer aldığı
alçı mihrapta özgün olup yapıda süslemenin en yoğun olduğu yerdir. Mihrap niĢini
farklı ölçülerde üç bordür çevreler.
Birinci bordür 7 cm geniĢliğinde, düz profilli olup, mihrabın çerçevesidir.
Sonradan mihraba uygulanan yağlı boya sebebiyle güçlükle seçilebilen birbiri
içerisine girmiĢ bitkisel süslemelerle kaplıdır.
Ġkinci bordür 5 cm derinlikte ve 20 cm geniĢlikte içbükey görünüĢlüdür.
Nesih yazı ile yazılan “Kelime-i Tevhid” (La Ġlahe Ġllallah Muhammed-ür
Resullullah) bordür boyunca tekrarlanır.
Üçüncü bordür 39 cm geniĢliğinde düz görünüĢlüdür. Ġç taraftan ince bir
silme ile sınırlanır. Alçak kabartma Ģeklinde yapılan yıldızlı geometrik geçme, on iki
kollu yıldız sırası meydana getirir.58 Yıldızlar bordürün ortasında tam, kenarlarda
yarım olarak uzanır. Aralarda beĢ köĢeli küçük yıldızlar ve altıgenler oluĢur.
Merkezde oluĢan on iki kollu yıldızların içleri çarkıfelek, yıldız kollarının içleri ise
bitkisel motiflerle doldurulmuĢtur. Boya tabakası bu yüzeysel dolgu motiflerini
büyük ölçüde örtmüĢtür. Kompozisyon dıĢ kenarlarda uzanan ince bir zencerek Ģeridi
ile sınırlanır.
Mihrabın alınlığı 80 cm yüksekliğinde yatay dikdörtgen iki panodan oluĢur.
Üstteki pano dairesel geçmelerin oluĢturduğu geometrik kompozisyonu taĢır. Kavisli
ince Ģeritlerin oluĢturduğu daireler, altılı gruplar halinde ortadaki bir daireye
bağlanır. Daireler panonun ortasında tam, kenarlarda ise yarım olarak tasarlanmıĢtır.
KöĢelik, kavsara ile üçüncü bordür arasındadır. KöĢeliğin yüzey
kaplamasında altıgen levhalar kullanılmıĢtır.59 KöĢeliğin süslemesinde iki farklı
kompozisyon aynı anda iç içe kullanılmıĢtır. Ġlkinde altı kollu yıldızlar yatay ve
çapraz olarak, köĢelerinden birleĢerek sıralanır. BirleĢen yıldızların aralarında
altıgenler oluĢur. Ġkincisinde yıldızları çevreleyen altıgenler birbiriyle birleĢerek
petek örgüyü meydana getirir. Ġki kompozisyonun birleĢmesiyle aralarda eĢkenar
dörtgenler oluĢur. Aralarda oluĢan eĢkenar dörtgenlerin ve yıldızların içleri, güçlükle
seçilebilen yüzeysel kabartma Rumili- palmetli bitkisel motiflerle doludur.60
180 cm yüksekliğindeki dar ve uzun kavsarada, altı sıra mukarnas dizisi yer
alır. Kavsara ile niĢin alt kısmı arasında, ikinci bordürdeki “Kelime-i Tevhid” in
tekrarlandığı yatay dikdörtgen bir yazı kuĢağı yer alır.
NiĢin alt kısmı 148 cm yükseklikte, 114 cm geniĢlikte ve 66 cm derinlikte
dört kenarlıdır. 33 cm geniĢliğindeki her kenar, ince halat silmelerle çerçeve içine
alınmıĢtır. Mihrap niĢinin sağında ve solunda birer adet kare sütünce yer almaktadır.
Özgün olmayan minberin en alt kısmında oyma tekniği ile yapılmıĢ 7 adet
mihrabiye motifi vardır. Mihrabiye sırasının üzerinde üç sıra yatay dikdörtgen
panolar yer alır. Baldaken tarzında yapılan köĢk kısmı külah ile örtülüdür.
Kitabe: Yapıya ait herhangi bir inĢa kitabesi bulunmamaktadır.
Tarihlendirme ve Yapılan Onarımlar: Caminin banisi ġehsuvar Zade Es
Seyit Mehmet PaĢanın annesi ġerife Hatice Hatundur.61 Mimari özelliklerine
bakılarak 15. yüzyıla tarihlenir.62
Kalecik, ġehsuvaroğulları tarafından 1484‟ten sonra iskân edilmiĢtir.63 15.
yüzyılın ikinci yarısında yaĢayan ġehsuvar Bey‟in, Dulkadirliler Beyliği‟ndendir.
Dolayısıyla yapı isminden ve yaptıranından da anlaĢılacağı üzere 15. yy yapısıdır.
Aynı zamanda Saray (ġehsuvar) Camii mihrabı, Ģekil ve üslup bakımından Ankara
ve çevresindeki XIV. yy sonları veya 15. yüz yıla tarihlenen alçı mihrapları ile aynı karakterdedir. Bekir Eskici, Ankara Mihrapları isimli kitabında; “Ankara da Hacı
Doğan, Rüstem Nail ve Hacı Seyit Mescitleri, mihrapları ile Ayaş ta Ulu Camii ve
Başayaş Köyü Camii mihraplardan büyük bir ihtimalle aynı kalıplar kullanılmış,
aynı atölyenin eserleri gibidir. Buna göre Saray Camii mihrabı da XV. yy’da
yapılmış olmalıdır” 64demektedir.
Yapıya ait vakıf defterinde, vakfın tarihi hakkında H. 1142 tarihini
vermektedir. Bu tarih bize iskan tarihine de bakılarak, yapının bu dönemde var
olduğunu göstermektedir. Vakıf Abideler ve Eski Eserler adlı yayında ve Bekir
Eskici‟nin verdiği bilgilere göre yapı 15.yüzyıla tarihlenmektedir. Bekir Eskici
“Ankara Mihrapları” isimli çalıĢmasında, Ankara‟daki aynı dönem alçı
mihraplarında kullanılan teknik ve bezeme kompozisyonlarına göre bu
tarihlendirmeyi yapmıĢtır. Biz de çalıĢmamızda bu tarihlendirmeye katılmaktayız.
Osmanlı Devletinin ilk yıllarında temel mimari tema “tek üniteli yapı” diye
adlandırdığımız üzeri kubbe ile örtülü dört köĢe mekândır. Duvarlar genellikle tuğla
ve kaba yonu taĢtır. Duvar sathının bütünlüğünü sadece küçük pencereler bozar.65
Yapının değiĢik tarihlerde onarıldığı bilinmektedir. Bu bölgedeki Hamdi
Camii ve Tabakhane Camii minareleriyle büyük benzerlikler taĢıyan Saray Camii
minaresinin bozuk ve tehlikeli korkuluğu 1990 yılında sökülmüĢ, aslına ve projesine
uygun olarak yeniden yapılmıĢtır. Caminin iç kısmında bozuk olan ahĢap tavan ve
dıĢ cephede özgününde ahĢap olan saçaklar sökülerek yeniden yapılmıĢ ve koruyucu
madde ile boyanmıĢtır.
Batı cephesine cepheyi kapatacak Ģekilde ek bir bölüm yapılmıĢtır. Kuzey
cephesinde olan giriĢin önü maden aksamlı bir ayakkabılık ile kapatılmıĢtır.
Harim kısmı mihrap hariç özgününden oldukça uzaklaĢmıĢtır. Minber
yenilenmiĢ ve boyanmıĢ. Ġki sütunun taĢıdığı kadınlar mahfili yenilenerek
boyanmıĢtır.
Ayrıca 1990 yılında yapılan bir diğer onarımda yapının çevresinde olmuĢtur.
Camiye olan eklenti binalar yıkılmıĢ ve batı cephesine bir adet tuvalet eklenmistir.